FAT, FAT16, FAT32 ve NFTS Karşılaştırmaları

FAT: FAT dosya sistemi, PC’nin sabit sürücüsünde, Esnek disketinde ya da bir flash bellek kartında saklanan belirli dosyaların yerini ve sıralamasını izlemekte kullanılan bir sistemdir. İşletim sistemlerinin çoğunluğu bilgisayar dosyalarını, ilgili dosyayı küçük parçalara ayırıp ayrı ayrı eş yapılı kümelerde depolayarak saklar. İlk olarak 1970′li yıllarda, Microsoft’un patronu Bill Gates tarafından geliştirilen FAT dosya sistemi işletim sisteminin her bir dosyayı, eş yapılı kümelerde izlemesine ve yeni dosyalar için henüz tahsis olunmamış kümeleri saptamaya olanak tanıyor. Bir bilgisayar kullanıcısı bir dosyayı okumak istediği zaman FAT dosya sistemi, dosyanın her bir parçasını görüntülenmek üzere yeniden bir araya getirir. Microsoft, FAT dosya sisteminin BASIC programlama diline dayandığını ve programların ve de verilen esnek ortamlarda depolanmasını mümkün kılmak için geliştirildiğini belirtti.
Microsoft araştırma biriminden gelen bilgiye göre: Günümüzde FAT dosya sistemi, bilgisayarlar arasında karşılıklı resim-ses dosyası alışverişi için ve de keseye uygun, taşınabilir flash belleğin avantajından da dolayı her yerde kullanılan bir format haline gelmiştir. FAT dosya sistemi bugün, server işlevi gören bilgisayarlardan kişisel dijital yardımcılara kadar her boydaki bilgisayarda kullanılan çeşitli işletim sistemlerince desteklenmektedir.
Buna ek olarak, fotoğraf makineleri ve kameralar, ses kaydediciler, video oyun sistemleri, tarayıcılar ve basıcılar gibi çok sayıda dijital aygıt FAT dosya sistemi teknolojisinden yararlanmaktadır.
FAT dosya sistemi lisans bedeli, birim başına 25 sent olarak düzenlenmekle, toplam telif ücretleri üretici başına 250,000 dolara varabiliyordu. PDA’lar, dijital kameralar, dijital video kaydediciler, taşınabilir dijital müzik çalarlar dahil, veri saklamak için taşınabilir resim-ses dosyası kullanan aygıtlar için ücret ise birim başına 25 sent.

FAT16: Diğer ismiyle V-FAT: Artan disk kapasiteleri gelişimi hızlandırdı. Microsoft; bununla uzun dosya isimlerini yazabilen ilk sistemi başarmış oldu. En fazla 2 GB’a kadar destekleyebiliyor. Cluster kapasitesi ise 64 KB’tır.

FAT32: Hala kullanımı sürmekte olan bir dosya sistemidir. Özellikle aynı disk üzerinde Linux işletim sistemini kullanıyor ve bazı dosyalara Windows’tan da ulaşıp değişiklik yapmak isterseniz ihtiyaç duyacağınız bir dosya sistemi. En fazla 32 GB’lık volume’de destekler. Cluster kapasitesi 32 KB’tır. Tek bir diskte ise 2 Terabyte’a kadar destekliyor.

NTFS: NTFS dosya sistemi 1993 yılında NT 3.5 ile birlikte çıktı. Windows 2000′e kadar bu işletim sisteminin geliştirme çizgisi tamamen ayrı tutuldu; son kullanıcıya yönelik Windows 95-98 ve Me sürümleri ise FAT16 veya FAT32′ye talim etti. Öte yandan Windows XP’yi de içeren NT serisi, FAT32′yi desteklemeyen Windows NT 4 dışında, bütün dosya sistemlerine erişebiliyorlar. Eski Windows versiyonlarında NTFS üzerine yazma yetersizliğini çözmekte yardımcı olabilecek birçok profesyonel araç bulunmakta. Bu türün en yüksek kaliteli ve en iyi bilinen araçlarından biri, NTFS bölmelerini DOS disketi ile başlatmak için bile kullanılabilecek olan NTFSdos’tur.
NTFS, FAT sistemlerine göre birçok yenilik getirmekte. En önemli olanları arasında büyük sürücülerde depolama alanının optimum şekilde kullanımı, çökmelerin ardından hata düzeltmeleri, yetkisiz bilgi erişimine karşı koruma, indeks servisi, sıkıştırma ve veri şifrelemesi sayılabilir. NTFS’in kurtarma özellikleri de söz etmeye değer: Windows dosya sistemindeki tüm değişiklikleri belirli kurtarma noktaları oluşturarak gerçek zamanlı olarak kaydeder. Zorunlu bir yeniden başlatma durumunda, sistem hatalarını düzeltmek için arka planda bu kurtarma noktalarını kullanır. NTFS yüzlerce terabyte (bir terabyte bir milyon megabyte eder) büyüklüğündeki bölmelerin yönetimini yapabilir. Güvenlik bakımından ise sistem yöneticileri dosyalar ve klasörler için kullanıcı erişim kuralları belirleyebilir, EFS (Şifreleme dosya sistemi) gibi bütünleşik koruma fonksiyonlarından yararlanabilirler.

Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

SPI Protokolü Nedir?Çalışma Prensibi Nasıldır

SPI Nedir?

Açılımı Serial Periphal Interface olan Motorola tarafından geliştirilen piyasada ki birçok mikrodenetleyici veya işlemci tabanlı kartların desteklemiş olduğu senkron bir haberleşme türüdür.

SPI çift yönlü bir haberleşme türüdür ve master-slave ilişkisi bulunmaktadır.Haberleşmenin başlayabilmesi için master üzerinden slave’e veri gönderilmesi gerekmektedir.Master hem veriyi gönderir hemde verinin senkronizasyonu için clock sinyali üretir. Slave gönderilen veriyi alır eğer anlamlıysa işler ve cevap verir.Bu şekilde çift yönlü haberleşme(full dublex) de başlamış olur.

SPI haberleşmede 2’den fazla cihaz bulunabilir.Yani 1 adet master ve 1’den çok slave cihazınızın olma durumunuz olabilir.

SPI NEDİr ile ilgili görsel sonucu

SPI Çalışna Prensibi

SPI Haberleşmede 3 adet sinyal hattı bulunur.Bunlar MOSI(Master Out Slave In), MISO(Master In Slave Out) ve SCK(Serial Clock)‘dır.Bu hatların dışında haberleşme yapılacak slave’i seçebilmek için CS(Chip Select) veya diğer adıyla SS(Slave Select) hattı bulunur.

  • MOSI :Master cihazdan slave cihazlara veri bu hat üzerinden aktarılır.
  • MISO : Slave cihazdan mastera cevap bu hat üzerinden gönderilir.
  • SCK:Senkronizasyonun sağlandığı hattır ve saat darbesi master cihaz tarafından üretilir.Burada önemli olan husus slave cihazın çalışma frekansının ne olduğudur.
  • CS(SS):Master cihazda bulunan ve haberleşeceği slave cihazı seçmesini sağlayan hattır.Haberleşme için genelde bu hat aktif 0(Low) yapılır ve CS’ye bağlı olan cihaz seçilmiş olur.
Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Gömülü Sistem Nedir?

gömülü sistemler nedir ile ilgili görsel sonucu

Gömülü sistemler, en genel tanımıyla belirli bir işi yapması için tasarlanmış, mikroişlemci veya mikrodenetleyici tabanlı sistemlerdir. Bir bilgisayarı gömülü sistem olmaktan çıkaran nüans nedir diye sorarsak şunu söyleyebiliriz; bilgisayarlar kullanıcının her türlü işlemini yapabilmesini sağlamak üzere tasarlanmış sistemlerdir.

Örneğin buzdolabının, çamaşır makinesinin kontrol kartı gömülü bir sistemdir. Kullanım alanı daraltılmıştır; motor sürer, kullanıcının kontrol arayüzünde(butonlar, düğmeler) yaptığı değişiklikleri yorumlarlar vs.

Yani belirli bir amacı gerçekleştirmeye yönelik tasarlanan sisteme gömülü sistem denir.

Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

STEP VE SERVO MOTOR KIYASLAMASI

Görünüm olarak birbirlerine benzer motorlardır. Fakat çalışma prensibi açısından çok farklıdır. Peki bir motorun step mi yoksa servo mu olduğunu nasıl anlarız: Genellikle step motorlarda tek bir yerden çıkan kablo grubu vardı, servo motorlarda ise iki ayrı kablo grubu çıkmaktadır. Bu iki kablo grubunun biri bobinlerden diğeri encoderlerden çıkmaktadır. Bu şekilde anlamak mümkündür. Step motorlar servo motorlara göre daha hassastır fakat hızları daha düşüktür.

Step motorlara herhangi bir kare dalga uygulandığında adım atmaya başlarlar ve enerjileri kesildiğinde dururlar ve sürücüye herhangi bir bilgi iletmezler. Fakat servo motorların enerjileri kesildiğinde encoder ile kontrol edildiğinden kalmış olduğu derece bilgisini sürücüye bildirir.

Servolar AC veya DC olabilirler. Tercih isteğine göre hızlı veya yavaş olarak kullanıcı tarafından istenilmektedir.

RESİMLER:

unipolar-step-motor-3538-15-O.jpg

    (Step Motor)

ac-servo_motor_img.jpg

(Servo Motor)

 

Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

LİNUX İŞLETİM SİSTEMİ NEDİR?

1. Linux Nedir ?

Linux, serbestçe dağıtılabilen, çokgörevli, çok kullanıcılı UNIX işletim sistemi türevidir. Linux, İnternet üzerinde ilgili ve meraklı birçok kişi tarafından ortak olarak geliştirilmekte olan ve başta IBM-PC uyumlu kişisel bilgisayarlar olmak üzere birçok platformda çalışabilen ve herhangi bir maliyeti olmayan bir işletim sistemidir.

UNIX 70’li yılların ortalarında büyük bilgisayarlar üzerinde çok kullanıcılı bir işletim sistemi olarak geliştirilmiştir. Zaman içerisinde yayılmış ve birçok türevi ortaya çıkmıştır. UNIX ismi UNIX Research Laboratories INC şirketinin tescilli markası olduğundan dolayı birçok şirket, aynı temele dayanan işletim sistemleri için değişik isimler kullanagelmişlerdir. Örnek olarak

  • Hewlett-Packard HP-UX
  • IBM AIX
  • Sun Microsystems SunOS

kullanmaktadırlar. Bugün kişisel bilgisayarlardan süper bilgisayarlara kadar biçok bilgisayar için yazılmış bulunan UNIX türevleri mevcuttur. Ne var ki bu türevlerin çoğu gelişimi belirli bir noktada durmuş ve yüksek fiyatla satılan ticari yazılımlardır.

Linux, temel olarak Finlandiya Üniversitesinde öğrenci olan Linus Torvalds’ın ve İnternet üzerinde meraklı bir çok yazılımcının katkıları ile geliştirilmiştir. Linux gelişimi açık bir şekilde yapılmaktadır. Bunun anlamı, işletim sisteminin her aşaması açık olarak İnternet üzerinde yayınlanmakta, dünyanın dört bir yanında kullanıcılar tarafından test edilmekte, hataları ve eksiklikleri tesbit edilerek düzeltilmekte ve geliştirilmektedir. Zaman zaman bu deneme aşamaları belirli bir noktada durdurulur ve güvenilir bir işletim sistemi sunulup, geliştirme için ayrı bir seriye devam edilir. Geliştirmede yer alan bu açıklık Linux’un en büyük avantajlarından biridir. Gelişimi evrimseldir, hatalar anında kullanıcılar tarafından tesbit edilip rapor edilmekte ve birçok kişinin katkısıyla düzeltilmektedir. Bazı işletim sistemi sürümleri saatler içerisinde güncellenebilmektedir.

Linux, Andy Tannenbaum tarafından geliştirilmiş olan Minix işletim sistemine dayanmaktadır. Linus Torvalds boş zamanlarında Minix’ten daha iyi bir Minix işletim sistemi yaratmak düşüncesiyle 1991 Ağustos sonlarında ilk çalışan Linux çekirdeğini oluşturdu. 5 Ekim 1991 tarihinde 0.02 sürümü Linux ilk defa tanıtıldı. Linus, comp.os.minix haber grubuna gönderdiği yazıda yeni bir işletim sistemi geliştirmekte olduğunu ve ilgilenen herkesin yardımını beklediğini yazmıştı. İşletim sisteminin çekirdeği için verilen numaralar kısa sürede bir standart kazandı. a.x.y seklinde belirtilen çekirdek türevlerinde y bulunulan seviyeyi, x gelişim aşamasını göstermektedir. Tek sayılı x’ler geliştirme aşamalarını çift sayılı x’ ler ise güvenilir Linux çekirdeklerini göstermektedirler. a ise değişik Linux sürümlerini belirtir. Bu yazının hazırlandığı Ağustos 1997 içerisinde en son güvenilir (kararlı) Linux çekirdeği 2.0.30, en son gelişim aşamasındaki çekirdek ise 2.1.47’dir.

Linux gerçekten son yıllarda hızlı bir gelişme göstermiş, çesitli ülkelerden birçok kullanıcıya erişmiş ve yazılım desteği günden güne artmıştır. Değişik kuruluşlar Linux sistemi ve uygulama yazılımlarını biraraya getirerek dağıtımlar oluşturmuşlar ve kullanımını yaygınlaştırmışlardır.

1.2 Linux’un Kullanım Amaçları

Ücretsiz olarak dağıtılıyor ve gelişiminin hala devam ediyor olması biçcok kişinin Linux’un profesyonel alanlarda kullanılamayacağının düşünmesine yol açmaktadır. Oysa Linux işletim sistemini kullanan bilgisayarlar özel kullanım başta olmak üzere birçok alanda yaygın olarak kullanılmaktadırlar.

Kişisel Kullanım

Linux evinde veya işinde UNIX işletim sistemi altında çalışmak isteyenler için ideal bir platformdur. Özellikle işi veya eğitimi sırasında UNIX platformlar altında çalışmak, uygulamalar kullanmak veya yazılım geliştiren kişiler kendi kişisel bilgisayarlarında benzer ortamı yakalayabilmekte ve işlerini kendi kişisel bilgisayarlarında gerçekleştirebilmektedirler. Bunlara ek olarak Linux altında yer alan uygulamalar giderek sıradan bir kullanıcı için bile bu işletim sisteminin ilgi çekici hale gelmesini sağlamaktadır. Gelişimleri henüz tamamlanmamış olmasına rağmen, herhangi bir kişisel bilgisayardan beklenebilecek yazı editörleri, hesap cetvelleri, çizim yazılımları, veri tabanları birçok ihtiyaca cevap verecek düzeye gelmiştir. Örneğin LaTeX kullanıcıları MS-DOS altında buldukları desteğin çok daha fazlasını Linux altında bulabilmektedirler.

Internet Sunucusu

Linux doğrudan TCP/IP desteği ile gelmektedir. Bu yönü ile TCP/IP temelli bilgisayar ağlarında hem istemci hem de sunucu olarak yaygın kullanım bulmuştur. Üzerinde hali hazırda bulunan servislerin çeşitliliği, yeni çıkan servislere hızlı ayak uydurması, kolay konfigüre edilebilmesi ve özellikle de düşük maliyeti sebebi ile yaygın olarak İnternet servislerinin verilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Zamanla verdiği ağ servisleri başka protokollere destek verecek sekilde genişletilmiştir. Şu anda Linux

  • WWW sunucu
  • DNS sunucu
  • NFS sunucu
  • NIS sunucu
  • X Window sunucu
  • BOOTP sunucu
  • SMTP sunucu
  • FTP sunucu
  • LIST sunucu
  • NEWS sunucu

gibi yaygın TCP/IP servislerinin yanısıra

  • NOVELL sunucu (Novell protokolü kullanarak disk ve yazıcı servisi)
  • SAMBA sunucu (Windows 3.1, Windows95, Windows NT ve WfW için disk ve yazıcı servisi)
  • APPLETALK sunucu (MacOS kullanan Apple makinalar için disk ve yazıcı servisi)

verebilmektedir.

1.3 Nereden Linux Bulabilirim ?

Linux işletim sistemiminin temelini oluşturan çekirdek, bu çekirdeğin kullandığı destek kütüphaneleri ve uygulama yazılımları bir araya getirilerek, yükleme yazılımları da eklenerek Linux dağıtımları meydana getirilmektedir. Bu dağıtımlar temel olarak bir kullanıcının Linux kullanmak için ihtiyaç duyabileceği bir çok yazılımı bir araya getirirler. Bu dağıtımların çoğu İnternet üzerinde anonim FTP arşivlerinde bulunabilmektedirler. İnternet erişimi bulunmayan kişilerinde (veya Internet’ten 120 Mbyte kopyalamak istemeyen kişilerin) yararlanabilmesi için çesitli CD-ROM şirketleri tarafından CD-ROM üzerinde dağıtımlar meydana getirilmiştir.

Linux dağıtımları ve bunların nereden temin edilebileceği hakkında detaylı bilgi, Linux Kurulumu başlığı altında bulunabilir.

Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

ÜÇ FAZLI MOTORLARIN BİR FAZLI OLARAK ÇALIŞTIRILMASI

TEK FAZ İLE ÇALIŞMASI:

   Üç fazlı motorların çalışabilmesi için 380 volt’ luk şebeke gerilimine ihtiyaç vardır. Bulunduğumuz ortamda üç fazlı motor çalıştırmak zorunda kaldığımız zaman Kondansatör yardımıyla 3 fazlı bir motoru 1 fazlı olarak çalıştırabiliriz.
Üç fazlı motorlar çalışırken besleme fazlarından biri koptuğu zaman motor bir fazda çalışmış olur. Çalışan motoru durdurup tekrardan çalıştırmak istendiği zaman motor çalışmaz. Motorun dönebilmesi için aralarında faz farkı olan en az iki Akımın stator sargıların üzerinden geçmesi gerekir. Burada Kondansatöre ihtiyaç duyulur. Statorun sargılarından biri yardımcı sargı olarak kullanılır. Bu sargıya Kondansatör bağlanır. Bir fazlı olarak çalıştırılan üç fazlı motorlardan tam verim alınamaz, motorun anma gücü % 50 kadar olur


 
ÜÇ FAZLI MOTORLARI BİR FAZLI ÇALIŞTIRMAK İÇİN GEREKLİ KONDANSATÖR SEÇİMİ

1. Kolay harekete geçen motorlarda 1 Kw başına 55-60 µF
2. Zor harekete geçen motorlarda 1 Kw başına 95-100 µF
3. Santifruj Motorlarda 1 Kw 100 µF
4. Çamaşır makinası ve sıkma presi motorlarda 1 Kw 130 µF

 

ÜÇ FAZLI MOTORLARI BİR FAZDA ÇALIŞTIRIRKEN DÖNÜŞ YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRMEK

1 Fazlı motorun devir yönünü değiştirmek için kondansatörün bağlı olduğu fazın yeri değiştirilir.

Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Yumuşak Yol Verici ile motor kontrol (Soft starter ile Yol Verme)

Yumuşak Yol Verici ile motor kontrol (Soft starter ile Yol Verme)
Bazı motorların yumuşak yol alması istenir. SOFT STARTER yol vericiler olarak
anılan bu cihazlarda, motora uygulanan gerilim ve motor akımı izlenilerek
ayarlanır.

Mikropresesör tabanlı kontrol sistemleri ile donatılmış yol vericiler motordaki
(moment) tork akım ilişkisini zamana bağlı olarak yavaş yavaş ayarlaması
nedeni ile motorun devreye girmesi ve devreden çıkması darbe yapmadan
yumuşak olmaktadır.

Soft starter motor akımı ve gerilimini kontrol ederek motorun
devreye girmesi sırasında şebeke gerilimini %30 değerinden itibaren %100’e
kadar kontrollü bir şekilde motora tatbik eder. Aynı zamanda motorun
devreden çıkması sırasında da %100 değerinden
% 30 değerine kadar kontrol ederek devreden ayırır.

yumuşak yol verici
Motora uygulanan gerilim istenen değere göre düzeltilmesi,
motorda frenleme yapılması, kalkış ve duruş süresi ayarları mümkündür.
Dolaylı yol vermeye de uygun olan bu cihazlar, motor
güçlerine göre kullanılır. Soft starter kullanarak yol vermede, ek bir
enerji kontaktörüne ihtiyaç yoktur. Direkt bağlantılı ve V3 bağlantılı
yumuşak yol verme tipleri vardır.
Yumuşak Yol Verici (Soft Starter) ile ac motorları sürmek
Asenkron motorlara yol verme şekillerinden biri de mikro işlemci tabanlı kontrol
sistemleri ile donatılmış yumuşak yol vericilerdir.

Motordaki moment-akım ilişkisinin zamana bağlı olarak yavaş yavaş ayarlanması ile
oluşturulan yol verme sistemidir. 560 kW’a kadar olan sistemlere uygulanabilmektedir.
Vuruntulu olmayan, yumuşak kalkış ve duruş istenen pompalar, kompresörler, yürüyen
merdivenler, asansörler gibi uygulamalarda kullanılabilmektedir.

Soft starter motor ile şebeke arasına direkt olarak bağlanır . Motor akım ve
gerilimi soft starter ile kontrol edilir. Motorun devreye girmesi sırasında şebeke
gerilimini %30 değerinden başlayarak %100 değerine kadar yavaş yavaş
motora uygular.
Motor normal devrine geldiğinde soft starter devreden çıkar , bypass kontaktörü
devreye girer ve motor normal çalışmasına devam eder.

Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Elektrik, Akım, Voltaj ve Direnç Nedir?

Temel Elektrik Kavramları:

a.       Elektrik Nedir?:

elektrik1Bütün cisimler moleküllerden veya atomlardan meydana gelmiştir. Yani bir cismi parçalara ayıracak olursak sonunda o cismin özelliğini taşıyan en küçük parçanın bir molekül veya bir atom olduğunu görürüz. Atom ise merkezdeki çekirdek ve bunun etrafında süratle dönen elektronlardan oluşmuştur.

Bazı cisimlere ait atomların dış yörüngelerinde bulunan elektronlar ısı, manyetik alan, kimyasal reaksiyon gibi bazı etkilere maruz kaldıkları zaman kolaylıkla yörüngelerinden koparak serbest hale gelirler. Bu şekilde atomdan ayrılan elektrona serbest elektron adı verilir.

İşte elektrik akımını, elektrik voltajını meydana getirerek elektrik motorlarının dönmesini, elektrik ampullerinin ışık vermesini, elektrik fırınlarının yemek pişirmesini sağlayan tamamı ile yukarıda bahsettiğimiz serbest elektronlardır ve bu serbest elektronların hareket etmesidir. Kısaca serbest elektronların elektrik akımını ve voltajını meydana getirmesine ve bunların kullanılmasına elektrik diyebiliriz.

b.      Elektrik Akımı:

Elektrik akımı iletken bir cismin kesitinden geçen serbest elektron miktarıdır. Başka bir deyişle elektrik akımı serbest elektronların iletken madde içinden akmasıdır.

Elektrik akım şiddet birimine Amper denir. Bir devreden elektrik akımının akabilmesi için o devrenin Kapalı Devre olması gerekir.

Eğer devre açık olursa serbest elektronlar havada geçemeyecekleri için elektrik akımı akmaz. Bu şekilde ki devrelere de Açık Devre denir.

c.       Elektrik Voltajı:

Bir su borusundan akan suyun hareketini bir iletkenden akan elektronların hareketine yani elektrik akımının akmasına benzetebiliriz. Borudan akan sudur, buna karşın iletkenden akan ise elektronlardır. Su borusu içinden suyun akabilmesi için mutlaka bir basınç farkı gereklidir. Örneğin bir su pompası ile su basılmalıdır ki su borudan akabilsin. Benzer bir şekilde elektrik devresinden de akımın akması için mutlaka bir kuvvete ihtiyaç vardır. Bu kuvvet olmadığı takdirde serbest elektronlar hareket edemez yani elektrik akımı akmaz. İşte serbest elektronları hareket ettirerek devreden elektrik akımının akmasına sebep olan kuvvete Voltaj denir. Voltaj birimi Volt’tur. Kısaca (V) veya (E) harfi ile gösterilir.

d.      Direnç (Rezistans):

İletken cisimlerin üzerlerinden geçen akıma karşı gösterdiği mukavemete direnç veya rezistans denir. Yine su devresinden örnek verecek olursak; nasıl ki su borusunun çeperleri (iç yüzeyi) suyun akışına karşı bir mukavemet gösterir yani suyun borunun içinden akmasını zorlaştırırsa bir iletken içindeki atomlar ve elektronlar da serbest buna Direnç veya Rezistans denir. Elektrik akımına karşı olan bu mukavemet nedeniyle tel ısınmaya başlar ve akımın değeri büyüdükçe telin sıcaklığı da artar. Rezistans (Direnç) birimi Ohm’dur. Rezistans (R)      sembolü ile gösterilir.

elektrik

e.      Elektrik Enerjisi:

Bir direncin üzerinden akım geçtiği zaman elektrik enerjisi ısı enerjisine dönüşür. Devreye uygulanan voltajla devreden geçen akımı çarparsak elektrik gücünü bulmuş oluruz. Elektrik gücü ile de zamanı yani (saati) çarparsak elektrik enerjisini bulmuş oluruz. Birimi de Watt/Saat’tir (Kw/h).

-BİLGİUSTAM

Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

RF ALICI VERİCİ (RX-2 40219287/TX-2 31124287)

 

Her zaman merak ettiğim bir konuydu ve sonunda buldum. Belki sizde çok aramışsınızdır internette. Evet alıcı ve verici devreleri nasıl çalışırlar örnek bir devresi varmıdır, varsa nereden bulabilirim gibi sorularınızın cevabı olacak bir konu RX/TX.

Aşağıda RF alıcı ve vericilerin bilgi gönderme işlemini yapan RX-2 ve TX-2 entegrelerinin bağlantı şekli verilmiştir.

Şimdide RF girişine ve RF çıkışına bağlanacak olan devreler 128KHz de çalışan transistörlü RF verici ve alıcılardır.
Genel içinde yayınlandı | 2 Yorum

Endüktif Sensörler ve Kapasitif Sensörler

Endüktif Sensörler ve Kapasitif Sensörler

Sensörler endüstriyel tesislerde otomasyon sistemlerinin gözleridir. Cisimleri görür, konum belirler ve daha bir çok farklı amaç için kullanılırlar. Yarıiletken teknolojisinin gelişmesiyle birlikte her alanda olduğu gibi sensör alanında da büyük gelişmeler olmuş ve çok farklı sensör yapıları geliştirilmiştir.

Her uygulama için kullanılabilecek bir sensör çeşidi bulunmaktadır. İstenilen uygulama için kullanılacak en uygun sensör, uygulama alanına, çalışma koşullarına ve ortama göre seçilmelidir. Optik sensörler, ultrasonik sensörler, proximity sensörler en çok kullanılan sensör çeşitleridir.

Endüktif Sensörler

Endüktif sensörler metal cisimlerin varlığını algılarlar. İç yapısındaki devreler aracılığı ile oluşturulan manyetik alan yardımıyla algılama yaparlar. Oluşturulan manyetik alan içerisine giren metal cisimler manyetik alanda değişikliğe neden olduğu için sensör içindeki devreler aracılığıyla bu değişiklik algılanır ve buna göre sensör çıkış verir.

Endüktif sensörlerde algılama uzaklığı sensörün manyetik alan gücüne göre değişiklik gösterir. Endüktif sensörlerin çalışma sıcaklık aralığı oldukça geniştir. 100oC üzerinde çalışabilen endüktif sensörler bulunmaktadır.

Kapasitif Sensörler

Kapasitif sensörler endüktif sensörlerden farklı olarak oluşturdukları elektriksel alan yardımıyla algılama yaptıkları için metal veya metal olmayan tüm cisimleri algılama özelliklerine sahiptirler. Sensör önündeki cisim ve sensör arasındaki kapasitif etki yardımıyla algılama gerçekleştiren kapasitif sensörlerin algılama mesafesi endüktif sensörlere oranla daha düşüktür.

Aşağıdaki tabloda bazı uygulamalar için kullanılabilecek en uygun sensör çeşidi verilmiştir. Referans olarak kullanılabilir.

Uygulama Sensör
2,5 mm’den yakın saydam veya yarısaydam cisimlerin algılanması Kapasitif
Metal olmayan kaplarda cisimlerin seviyelerini belirlemede Kapasitif
Metal cisimlerin yakın mesafede konumlarının belirlenmesi
Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın